29- SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMÎD HAN VE KALİGRAFİ
Sultan Abdülhamîd Han’ın sîmâsında Osmanlı hânedânına mahsûs olan alâmetler iyice fark ve müşâhede olunurdu. Nitekim Bellini tarafından yapılan Fâtih Sultan Mehmed Han portresine bakınca Sultan Abdülhamîd Han’ın dedesine benzeyen yüz hatları açıkça görülür.
Sultan Abdülhamîd Han gayet nâzik, yürüyüşü tabii ve pek vakarlı idi. Her hâlinde bir fevkalâdelik vardı. Sadeliği ve intizamı severdi.
Meşguliyetlerini hiç aksatmadan devam ettirirdi. Hatta Selanik’e sürgün edildiği günün ertesinde Yıldız Sarayı’ndaki saatçilik ve marangozluk âlet ve malzemelerinin ne zaman geleceğini Fethi Bey’e sormuş ve cevabı beklemeden şöyle demişti:
“Böyle alışkanlıklar, meşgaleler, zevkler edininiz. Ben bunlara, şehzâdeliğim zamanında merak ettim. Hükümdârlığımda da vakit buldukça değil, vakit ayırarak devam ettim. Bugün benim için yalnızca meşgale değil, teselli de oluyor. Ecdad-ı izâmım (büyük dedelerim) içinde hemen hemen hepsinin daha âli ve tatminkar alışkanlıkları vardı. Çoğu, hüsn-i hat Kaligrafi yani güzel yazı hat çalışması, şiir, edebiyat ile meşgul idiler.”