İstanbul Güzel Yazı Merkezi, Kaligrafi Merkezi, Kaligrafi, Davetiye, Güzel Yazı, Kaligrafi ve Davetiye Üstü Güzel Yazı Hat Sanatı
Kaligrafi Sanatçısı Halil Akdere Anlatıyor :
Hat ve Kaligrafi çalışması kesik uçlu kalemlerle bir harf üzerinde, şekil ve estetik verilerek dikkat ve özen ile meydana getirilen, görüldüğünde insanın içini aydınlatan ve ferahlatan hoş ve güzel bir yazı şekli ve stilidir. Bu stil ve kabiliyet kişinin hüneri ve becerisine göre değişmektedir.
Kaligrafi çalışmaları veya diğer ismiyle Güzel yazı hat sanatı eski tarihlerden beri günümüze kadar insanların hep ilgisini çekmiştir ve çekmeye devam etmektedir. İslami kaynaklarda Kaligrafi ( hat – güzel yazı ) sanatı: “Hat, cismani aletlerle ( kesik uçlu kalemlerle ) meydana getirilen ruhani bir hendesedir.”yani bağlılıktır diye sade ve öz olarak tarif edilmiştir. Önceki yüzyıllarda Fransızlar güzel yazının yani kaligrafinin kişinin iç güzelliğinin dışarı yansıması şeklinde tarif ettikleri gibi ruhunun ve kişiliğinin de aynası olduğunu ve kalbinin temizliğinin dışarı yansıması olarak inanmışlar ve söylemişlerdir. Memleketimizde ise bundan birkaç on yıl öncelerine kadar hocalarımız tarafından okullarımızda kaligrafi ile ilgili dersler verilmekteydi, çünkü kaligrafi ve güzel yazı, o toplumda yaşayan insanların kalitesini, sanatını,kabiliyetini ve hünerini en güzel şekilde gözler önüne sermekteydi.
Eski tarihlerde insanlar biliyorlardı ki, eğer bir yazı kaligrafik yazıldı ise üzeri kaligrafi ile çalışılmış olan o çalışma da o kadar fazla kıymetliydi. Bundan dolayıdır ki, ecdadımız Osmanlılar, fermanlarını hattatlara yazdırır ve bu şekilde muhataplarına gönderirlerdi. Onlar güzel yazının, kaligrafinin sahibini gösteren bir ayna olduğunu görmüşler ve kaligrafiye son derece önem vermişlerdi. Günümüzde ise kaligrafi sanatı özen gösterilen her çalışmayı süslediği gibi davetiye sertifika berat ve benzeri gibi özel mektuplara çalışılmaktadır. Bu gönderenin karizmasını yansıttığı gibi, alıcının ise değerini göstermektedir.
Kaligrafi Nedir? (western calligraphy) :
Kaligrafi, Yunanca güzel anlamına gelen “kallos” ve yazı anlamına gelen “graphia” kelimelerinden türemiş, güzel yazının bir ifadesidir.Kaligrafi, insanoğlunun yüzyıllardır birbirleri ile iletişimindeki görsel sanatların önemli bir parçasıdır. Her milletin kendine özgü bir kaligrafi tarzı olması din, dil ve kültür farkından kaynaklanmaktadır. Dünyada en çok ilgi gören ve aktif olanlar; Çin kaligrafisi, İbrani kaligrafisi, Hint kaligrafisi, Japon kaligrafisi, Kore kaligrafisi, Yunan kaligrafisi, Arap kaligrafisi ve Batı kaligrafisi (western calligraphy) dir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze kadar gelen Hat Sanatı, bunun en çarpıcı örneklerindendir. Ülkemizde Hat Sanatı olarak bilinen Arap kaligrafisi, Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da ilgi ve beğeni ile takip edilmektedir. Ülkemizde, Arap kaligrafisi ile çalışan kişilere Hattat ünvanı verilmektedir.
Günümüzde en aktif ve yaygın olan kaligrafi ise batı kaligrafi sidir. Batı kaligrafisi Latin harfleri ile yapılır. Bu sanatı yapan kişilere Kaligraf unvanı verilir.
Dünyaca ünlü Çinli kaligraf Wang Hsi-Chih’in söylediği gibi “Yazı yazmak bir ifade yöntemidir; Kaligrafi sanatında kullanılan dekoratif simgeler, ruhu yüceltmeyi ve duyguları en iyi şekilde aktarabilmeyi sağlar”.
Günlük yaşamımızda kalemler, insanların vazgeçemeyeceği bir ihtiyacıdır. Bilgisayar teknolojisinin doruk noktasına geldiği şu dönemde bile insanlar, el yazısına ihtiyaç duyarlar. Kaligrafi sanatının amacı; İnsanların daha estetik ve dekoratif yazı yazabilmelerini sağlamaktır.
Kaligrafi Tarihi :
Bildiğimiz gibi yazı, Güney Mezopotamya’da yaşayan Sümerler tarafından İ.Ö. 3500 yıllarında icat edilmiştir. Arkeologlara göre ilk yazının işlevi “ muhasebe ve defter tutma ” da kullanılmıştır.
Daha sonraki yıllarda Sümer yazıları, insan ve eşya isimlerini içeren 1.200 logo grafik ( resimsel ) sembollü bir iletişim aracı olmuştur. Zaman içinde bu logo grafik nitelikler, çizgisel formlar kazanarak alfabe benzeri şekillere dönüşmüş ve fonolojik unsurları kapsamaya başlamıştır. Hece sisteminin geliştirilmesi ve kelimelere takılar eklenmesi ile konuşma dili ve yazı bütünsel bir iletişim aracı haline gelmiştir.
Mezopotamya’nın kuzey – batısında yaşamış, Fenikeliler Sümerlerin yazı sistemini çeşitli sembollerle geliştirip Fenike (Semi tik) alfabesini icat etmişlerdir. Fenikeliler, deniz ticareti ile bu yazıyı Yunan uygarlığına ulaştırmıştır. Yunan alfabesi de çeşitli aşamalardan geçerek İ.Ö. 900 yıllarında son şeklini almıştır. Daha sonra Romalılar bu Yunan kültürü ile birlikte Yunan alfabesini de benimsemişler. Latin alfabesi İ.Ö. 100 yıllarında son şeklini almıştır ve günümüz alfabesinin temeli oluşturulmuştur.
Kaligrafi, bu dönemden itibaren insanoğlunun vazgeçilmez bir ihtiyacı haline gelmiştir. İlk kaligrafi örneklerini, Roma İmparatorluğu dönemindeki taşları oymak suretiyle ortaya çıkardıkları çalışmalardır.
İnsan Hayatında Kaligrafinin Önemi :
Güzel giyinen bir kişi toplumda hemen fark edilir, takdir ve saygıyla karşılanır. Güzel konuşan bir kişiyi dinlemek çok keyiflidir. Güzel yazısı olan kişilerin yazdıkları hayranlık ve dikkatle okunur. Güzel yazı yazmak, insanın kendisine ve diğer kişilere olan saygısını gösterir.
Kaligrafi, insan hayatında son derece önemli bir yer teşkil etmektedir. Güzel yazı sanatı, duygularımızı ve düşüncelerimizi doğru ve güzel bir şekilde ifade edebilmemizi; Düşünce dağarcığımızın gelişmesini; Günlük hayatta kullandığımız yazıların biçimine ve imla kurallarına uymayı alışkanlık haline getirmemizi; Kişiliğimizin ve yaratıcılığımızın gelişmesini; Ortaya çıkardığımız eserler sayesinde öz güvenimizi kazanmamızı; Sahip olduğumuz yeteneklerin farkına varmamızı; Mükemmeli yakalayabilmek için eleştiriye açık olmamızı; Araştırmacı ruhumuzun gelişmesini; İşe yaramaz diye tabir edilen birçok malzemeyi atmak yerine, onları faydalı bir şekilde sanat aracı olarak kullana bilmemizi; Kitle iletişim araçlarında, bu sanatın etkilerini kavrayabilmemizi; Sanatın ve sanatçıların önemini kavramamızı; Meslek hayatımızda saygın bir kariyer oluşturmamızı; Yaptığımız her işte, sabırlı, titiz ve dikkatli olmamızı sağlar.
Kaligrafi Sanatını Öğrenmek Özel Yetenek Gerektirir Mi? :
Kaligrafi Sanatını 7’den 77’ye herkes öğrenebilir. Bu sanatı yapabilmeniz için çok büyük bir alana, çeşit çeşit teknik malzemelere ve özel koşullara ihtiyacınız yoktur; Neredeyse elektriğe bile ihtiyacınız yoktur. Küçük bir masada, bir mum ışığında bile çalışabilirsiniz. Elinizde bir kalem ve bir kağıt varsa bu sanatı yapmaya hazırsınız demektir.
Kaligrafi için özel bir yeteneğe ihtiyacınız yoktur. İyi bir eğitimle herkes dekoratif yazı yazmayı öğrenebilir. Sabır, dikkat ve itina bu sanatın temel ilkeleridir. Güzel yazı yazmayı öğrenme isteği ve azim, öğrenmek için gereken ilk adımdır. Bu özelliklere sahipseniz, iyi bir kaligrafi öğretmeni eşliğinde kısa bir sürede güzel yazı sanatını öğrenebilirsiniz.
Her sanat dalında olduğu gibi, kaligrafide de bir sınır yoktur.
Hayal dünyanız ne kadar genişse bu sanatta o kadar çok ilerleyebilirsiniz. Elinize kalemi aldığınızda çok farklı bir dünyaya adım atarsınız. Kendinizi hiç bilmediğiniz engin bir okyanusta hissedersiniz. Her gün yeni keşiflere merhaba dediğiniz bir okyanus…
Kaligrafi Sanatının Dünyadaki Yeri ve Önemi :
Kaligrafi sanatı, yurt dışında bilhassa Amerika, İngiltere ve Avustralya’da büyük ilgi görmektedir. Bu ülkelerde, kaligrafi sanatına gereken değer verilmiş ve olağanüstü bir alt yapı oluşturulmuştur. Amerika’da birçok üniversitenin grafik tasarım bölümlerinde kaligrafi dersleri okutulmaktadır. Ayrıca, her eyalette onlarca özel kaligrafi okulları bulunmaktadır. Bu okullar ve üniversiteler bünyesinde her yıl seminerler, geleneksel yarışmalar ve sergiler düzenlenmektedir.
Yurt dışında kaligrafi sanatı en az resim sanatı kadar ilgi görmektedir. 7’den 77’ye birçok insanın hobileri arasında yer alır. Kaligrafinin çok fazla ilgi görmesinden kaynaklanan bir ticaret alanı da doğmuştur. Dünyada bu sanatı meslek edinmiş binlerce kaligraf bulunmaktadır. Örneğin davetiye, kartvizit, kartpostal, logo ve benzeri tasarımlar kaligraflar tarafından yapılmaktadır. Bu sanat oldukça geniş bir istihdam alanı oluşturmuştur.
Teknolojinin en ileri düzeyde olmasına rağmen yurt dışında birçok insanın sanata ve sanatçıya duyduğu ilgi ve saygıdan dolayı işlerini kaligraflara yaptırmaktan oldukça büyük onur ve haz duyuyorlar. Amerika’da bir gelenek haline gelen davetiye zarflarının yazıları kaligraflar tarafından yazılmaktadır.
Bilgisayar dünyasının duayeni olarak kabul edilen Bill Gates ’in düğün davetiyeleri, dünyaca ünlü İngiliz kaligraf Martin Jackson tarafından tasarlanmış ve yazılmıştır. Bu durum kaligrafi sanatı adına fevkalade önemli gurur verici bir tablodur. Bilgisayar teknolojisi ile her şeyi yapabilecek kudrette olan bir kişinin sanata duyduğu sevgi ve saygıyı takdir etmemek mümkün değildir.
Türkiye’de Kaligrafi Sanatı :
Ülkemizde kaligrafi sanatı, bilhassa batı kaligrafisi henüz çok iyi bilinmemektedir. Bunun temelinde yatan neden, Türkiye’de kaligrafi sanatı eğitiminin olmamasıdır. Yurt dışında kaligrafi eğitimine gösterilen hassasiyetin, ülkemizdeki eğitim kurumlarında da olması gerekir. Üniversitelerimizin, güzel sanatlar fakültelerinin grafik tasarım bölümlerinde kaligrafi dersinin okutulmasında çok büyük fayda olduğuna inanıyorum zira bir tasarımcının en özgür ve sınırsızca kullandığı yegane araç, kalemdir.
Türkiye’de kaligrafiye gönül vermiş ve bu sanat çerçevesinde kendisini çok iyi yetiştirmiş insanlar var. Bu kişiler herhangi bir kurumdan destek almamalarına rağmen çalışmalarını bir şekilde sürdürmektedirler. Gerek davetiye zarflarının Üzerlerini kaligrafik yazılarla süsleyen, gerek fuar organizasyonlarında yazı çalışmaları yapan kaligrafların olması ülkemizdeki kaligrafi sanatının yayılmasında önemli bir yer teşkil ederler.
Hat sanatı, diğer bir deyişle Arap kaligrafisi, Türkiye’deki en önemli sanat dallarından birisidir. Hat sanatı oldukça geniş bir kitlenin beğenisini kazanmış hatta bu sanatı öğrenebileceğimiz çeşitli eğitim kurumları da kurulmuştur. Bu durum, ülkemizin geleneksel el sanatlarına bağlılığının ve sanata verilen önemin somut bir göstergesidir.
Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen hat sanatı sayesinde ülkemizde dünyaca ünlü hattatlar yetişmekte ve Türkiye’nin yurt dışındaki tanıtımında oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu sanatın gelişmesindeki en önemli nokta ise hat sanatı eğitimine gereken önemi vermiş olmamızdır. Günümüzde çok değerli hat üstatlarımızın çalışmaları evleri, ofisleri, sergileri ve müzeleri süslemektedir.
Batı kaligrafisi alanında da ilerleyebilmemiz için her şeyden önce bu konudaki eğitim kurumlarının alt yapılarını oluşturmalıyız. Arz olmadan talebin olması düşünülemez. Türkiye’nin her vilayetinde bu sanatı öğrenmek isteyen o kadar çok insan var ki böylesine bir talebin olması kanaatimce çok yakında devlet büyüklerimizi harekete geçirecektir.
Kaligrafi Sanatı ve Bilgisayar Teknolojisi :
Günümüzdeki bilgisayar fontlarının birçoğu, kaligrafi sanatı ile oluşturulup daha sonra bilgisayara aktarılmıştır. Bugün bilgisayar ile yapamayacağımız hiçbir şeyin olmadığına inanıyoruz. Ancak, kimi zaman geliyor ki elimizle yaptığımız bazı çalışmaları hiçbir teknoloji ile yapmamız mümkün olmuyor. Elimizde bir kalemimiz varsa bize hiç kimse müdahale edemez. Kaligrafi sanatı bilgisayarla işbirliği yapabilecek sanat dallarından birisidir. Kaligrafi teknikleri ile bilgisayar teknolojisi birleştiğinde ortaya inanılmaz güzel çalışmalar çıkabilir.
Amerikalı ünlü kaligraf Paul Standard’ın söylediği gibi “Geometri, okunaklı harfler üretebilir fakat sanat tek başına harfleri güzelleştirir. Geometrinin bittiği yerde sanat başlar ve harflere herhangi bir geometrik şekilden öte karakter kazandırır”.
İnsanoğlu bilgisayar teknolojisi ile tanışmadan önceki dönemde birçok işte ellerini kullanıyordu. Bu yüzden, o dönemde güzel sanatlara olan ilgi günümüze oranla kat kat fazla idi.
Şüphesiz, bilgisayar, insanlık tarihindeki en önemli buluşlardan birisidir zira günlük ev hayatımızda olsun, iş hayatımızda olsun bizlere pek çok kolaylık ve bir o kadar da rahatlık getirmiştir; Öyle ki, bir tek tuşla dünyanın diğer tarafındaki insanlarla yazışabiliyor hatta görüntülü olarak konuşabiliyoruz. Teknolojiyi yakından takip etmek en doğal hakkımız ve ihtiyacımız! Ancak, ortada, insanlık tarihini son derece korkunç bir geleceğin beklediği gerçeğini göz ardı edemeyiz…
Bu durum sıradan bir paranoyadan ziyade kaçınılmaz realist bir düşüncedir. Acaba günümüz teknolojisi ile 15 dakikada isteyen herkesin Monalisa tablosunu bilgisayarda çizebildiğini Leonardo da Vinci duysaydı ne yorum yapardı? Bugün Leonardo da Vinci’nin, Picasso’nun, Van Gogh’un tablolarına paha biçilemiyor. Acaba bunun sebebi, bu sanatçıların öldükten sonra eserlerinin değer kazanması mı yoksa eserlerin antik değer taşıması mı? Günümüzde acaba bir Leonardo da Vinci kadar iyi bir ressam yok mu ya da bir daha böyle bir üstat dünyaya gelmeyecek mi? Merhum Hattat Hamit Aytaç’ın ve diğer hattatlarımızın eserlerine de paha biçilemiyor? Bugün onun kadar iyi bir hat üstadımız yok mu ya da böyle bir üstat daha yetişmez mi?
Kısacası, teknoloji ilerledikçe insan gücüne ihtiyaç azalmaktadır. Otomobil fabrikalarındaki istihdam geçmişte çok daha genişti! Bilgisayarlarla kontrol edilen robot makineler bugün binlerce işçinin işsiz kalmasına yol açmıştır. Günümüzde birçok evde bilgisayar bulunmaktadır. Kendi kartvizitlerimizi, davetiyelerimizi yapıyoruz peki matbaacılar ne iş yapacak? Kendi fotoğraflarımızı çekip çoğalabiliyoruz peki fotoğrafçılar kimin fotoğrafını çekecek? İnsanlar artık eline kalem alıp mektup yazmayı bile unuttu! Çünkü e-mail diye bir şey var. Bir gün bir arkadaşım bana şöyle söyledi. “Eğer sevdiğim bir insan, en içten duygularını bilgisayardan yazdırıp bana mektup atarsa, ben o mektubu alır ve hiç okumadan çöpe atarım! Çünkü bir bilgisayar çıktısı hiçbir zaman bir ruh taşımaz, insanın eliyle yazdığı yazıda bir ruh vardır. Bilirsin ki bu yazılar tek tek onun parmaklarından süzülmüştür. Her bir çizgisinde, her noktasında o kişiyi hissedersin.” demişti. Bu sözlere katılmamak mümkün değil.
2000’li yıllarda doğan çocuklarımız artık bilgisayarlarla büyümekte. Ancak, teknoloji, çocuklarımızı hazırcılığa ve tembelliğe davetiye çıkarmaktadır; Onların, yaratıcılık duygularını, yeteneklerini ortaya çıkarmalarına; Kendi hayatlarını kurmalarına, sorumluluk duygularını kazanmalarına, üretken bir kişiliğe sahip olmalarına engel olmaktadır. Acaba kaçımız bu çocuklarımızı güzel sanatları öğrenmeye teşvik ediyoruz? Acaba kaçımız çocuğumuzun bir bilgisayar mühendisi, uçak mühendisi, doktor, avukat olmasını değil de bir Picasso ya da bir Hamit Aytaç olmasını diliyoruz? Acaba kaçımız sanatla yakından ilgileniyoruz ve sanata hak ettiği değeri veriyoruz? Picasso, bir gün tablosunu büyük bir memnuniyetsizlikle izleyen bir kişinin yanına gider ve tabloyu nasıl bulduğunu sorar ve bu kişi şöyle yanıt verir “Çok saçma! Hiçbir şey anlamadım!” der Picasso da yanıt olarak ”Üzülmeyin, kuşların sesinden de bir şey anlamıyoruz…”
Bilgisayarlar, insanoğlunun şüphesiz en çok ihtiyaç duyduğu araçlardır. Ancak teknolojinin bize sunduğu bu değerli buluşu yerinde ve ihtiyaç duyulduğunda kullanmak gerekir aksi takdirde bilgisayarın faydasından çok zararını görürüz. Bilgisayarlar birçoğumuzun neredeyse bütün dünyası olmuştur. Sabah akşam bilgisayar önünden hiç kalkmayan insanlar var. Artık her köşe başında bir İnternet var ve bu kafeler her gün mahşer günü gibi insan kaynıyor. Acaba gençlerimiz bu kafelerde gerçekten bir araştırma peşindeler mi? Acaba yeni çıkan kitapları mı takip ediyorlar? Ünlü bir sanatçının eserlerini mi inceliyorlar? Eğer durum böyle ise gerçekten bizim insanımız okuyan, araştıran, sanata saygı duyan bir toplum. Yoksa bu kafelerde sanal sohbet yapıp araştırmacı ruhumuzu mu sınıyoruz? Ya da bilgisayar oyunları ile yaratıcılık ruhumuzu mu geliştiriyoruz? Dikkat edelim de teknolojinin bu inanılmaz buluşu altında ezilmeyelim.
Çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak için her şeyden önce sanata ve sanatçıya duyarlı bir toplum olmak gerekir zira el emeği kadar hiçbir şey değerli olamaz. Elde yapılan bir halı ile makine halısı bir midir? Elde yapılan bir yüzük ile döküm bir yüzüğü nasıl kıyaslayabiliriz? El emeğine gereken saygı ve ilgiyi kaybetmediğimiz müddetçe ülkemizdeki istihdam sorununa da yardımcı olmuş sayılırız zira ülkemizde birçok sanatçı geçimini bin bir güçlükle ortaya çıkarmış olduğu eserlerden kazanmaktadır.
Günümüz el sanatlarını yakından takip edep ve bu sanatlarla ilgili en güncel sanat eserlerini ihtiyaç ve talepler doğrultusunda siz değerli müşterilerine sunmaktan büyük mutluluk duymaktadır.
Profesyonel olarak kaligrafik özel çalışmalar, davetiye yazımı, sertifika yazımı, masa kartı yazımı, katılım belgesi yazımı, özel davetleriniz için hattat temini, organizasyonlarınızda hattat yazısı, kişiye ve gruplara yönelik kaligrafi eğitimi, talep ettiğiniz farklı materyaller üzerine size ve firmanıza özel sanatsal çalışmalar hızlı ve kaliteli hizmet anlayışı ile sunulmaktadır.
KALİGRAFİ EĞİTİMİ :
Kaligrafi Evi, kaligrafi sanatıyla ilgilenen, öğrenmek isteyen ve geliştirmek isteyenler için profesyonel bir kaligrafi merkezi hazırlamıştır. Eğitimlerimiz kişiye özel ve gruplara özel verilmektedir.
Kaligrafi eğitimlerimiz üçer ayrı kurlardan oluşmaktadır. Eğitimlerimiz hafta içi ve hafta sonu verilmektedir. Her kurda farklı bir alfabe (yazı stili) eğitimi uygulamalı olarak verilmektedir. Öğretmekte olduğumuz yazı şekilleri ve stilleri şunlardır;
– Temel kaligrafi eğitimi (temel yazı)
– İtalik yazı stili
– Çeltik yazı sitili
– Gotik yazı stili
– Latin hat sanatı
Güzel yazı yazmak insanın kendisine ve diğer kişilere olan saygısını gösterir. Kaligrafi sanatının amacı da insanların daha estetik ve dekoratif yazabilmelerini ve istedikleri mesajı verebilmelerini sağlar.
Kaligrafi Sanatını Öğrenmek Özel Yetenek Gerektirir mi?
Kaligrafi Sanatını herkes öğrenebilir. Bu yazıyı yazabilmeniz için çok büyük bir alana, çeşit çeşit teknik malzemelere ve özel koşullara ihtiyacınız yoktur. Neredeyse elektriğe bile ihtiyacınız yoktur. Küçük bir masada bir mum ışığında bile çalışabilirsiniz. Elinizde bir kalem ve bir kağıt varsa bu sanatı yapmaya hazırsınız demektir.
Kaligrafi için özel bir yeteneğe ihtiyacınız yoktur. İyi bir eğitimle herkes dekoratif yazı yazmayı öğrenebilir. Sabır, itina ve dikkat bu sanatın temel ilkeleridir. Güzel yazı yazmayı öğrenme isteği ve azim, öğrenmek için gereken ilk adımdır. Bu özelliklere sahipseniz, iyi bir kaligrafi öğretmeni eşliğinde kısa bir sürede güzel yazı sanatını öğrenebilirsiniz.
Her sanat dalında olduğu gibi kaligrafide de bir sınır yoktur.
Hayal dünyanız ne kadar geniş ise bu sanatta o kadar ilerleyebilirsiniz. Elinize kalemi aldığınızda çok farklı bir dünyaya adım atarsınız. Kendinizi hiç bilmediğiniz engin bir okyanusta hissedersiniz. Her gün yeni keşiflere merhaba dediğiniz bir okyanus…
Kaligrafi Sanatı
Kaligrafi ( Güzel Yazı Sanatı ) Yunanca güzel anlamına gelen “kollos” ve yazı anlamına gelen “graphia” kelimelerinden türemiş temel olarak latin alfabesinin gelenekten gelen çizgi ve istif anlayışından ve batı kaligrafisinden ilham alınarak yazılmasıdır.
Kaligrafi, insanoğlunun yüzyıllardır birbirleri ile iletişimindeki görsel sanatların önemli bir parçası olmayı her zaman başarmıştır. Her milletin kendine özgü bir kaligrafi tarzı olması din,dil ve kültür farkından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda ruhun zamana ve mekana göre hal alışıdır.
Dünyada en çok ilgi gören kaligrafiler ;
– Çin kaligrafisi
– İbrani kaligrafisi
– Hint kaligrafisi
– Japon kaligrafisi
– Yunan kaligrafisi
– Arap kaligrafisi
– Batı kaligrafisi (Western Calligraphy)
Ve ülkemizde en yaygın ve aktif olan hat sanatı ve Türk Kaligrafisidir. Latin alfabesi ile yapılan çalışmaları batı kaligrafisinden ayıran en önemli fark; her ne kadar harfler aynı olsa da bize ait olan ruhtur. Türk kaligrafisinin hat sanatından etkilenişi göz ardı edilemeyecek kadar açıktır.
Dünyaca ünlü Çinli kaligraf Wang Hsi-chih’in söylediği gibi yazı yazmak bir ifade yöntemidir. Kaligrafi sanatında kullanılan dekoratif simgeler, ruhu yüceltmeyi ve duyguları en iyi şekilde aktarabilmeyi sağlar.
KİŞİYE ÖZEL DAVETİYE
Düğün her çiftin ömründe bir kez yaşayacağı en önemli özel gün… Bu unutulmaz günde mutluluğunuzu paylaşmak istediğiniz dostlarınızı kaligrafi ile onurlandırın, sevdiklerinize özel davetiye yazdırın. Unutmayın dostlarınız ilk olarak davetiyenizi görecektir.
Davetiye zarflarınız üzerine istediğiniz bütün renkler uygulanabilmektedir. Müşterilerimiz tarafından en çok tercih edilen renklerimiz; Siyah renkli yazılar, altın yaldızlı yazılar ve gümüş yaldız yazılardır.
Çalışma alanlarımız;
Davetiye üstü logolar
Kişiye özel logolar
Kurumunuza özel logolar
Kelimenin kökeni Yunanca kallos ‘güzel’ ve graphos ‘yazı’ kelimeleridir. Süsleyerek yazı yazma sanatıdır. Çin başta olmak üzere Doğu Asya, Batı toplumlarına ait tarihleri çok eskiye dayanan birçok kaligrafi yazı örneği bulunur. İslam uygarlıklarında kaligrafi ‘hat sanatı’- yabancı bir terim olan kaligrafi anlamını tam olarak karşılamıyor olsa da- adını alır.
Kaligraf; Latin harflerini her türlü uç yapısına sahip kalem ve diğer kaligrafi malzemelerini kullanarak, harflerin anatomilerini bozmadan anlaşılır ve okunur bir biçimde, belli estetik ve tasarım kurallarına göre düzenleyerek, kağıt ya da ideografik benzeri malzeme üstüne kalem ya da fırçayla güzel ve zarif yazı yazma bilgi ve becerisine sahip bireydir.
Kaligrafi Latin harfleri kullanarak güzel yazı yazma sanatıdır. Hat Sanatı’na göre öğrenmesi daha kolay olmakla beraber iyi bir kaligrafi ustası olmak uzun zaman alabilir. Kaligrafi de amaç değişik motifler kullanarak yazıyı olduğundan farklı bir kimliğe büründürerek kaligrafi kurallarına uygun olarak el ile güzel yazmaktır. Genellikle dik ve yatay çizgilerden oluşan Latin harflerini simetrik bir şekilde kağıda dökmek kaligrafinin en temel unsurlarından birisidir.
Ziya Paşa’nın güzel bir sözü vardır “Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Görünür şahsın rütbe-i aklı eserinde” sözünden yola çıkarak kaligrafi konusunda kendisini aşmış İyi bir kaligrafi hocasından alacağınız eğitimle, az bir zaman ve az bir kaynak ayırarak her kesimden insanın, biraz yetenekli, sabırlı, azimli olmak koşuluyla rahatlıkla öğrenebileceği bir sanat dalıdır.
Ülkemizde genellikle ‘hat sanatı’ ve ‘kaligrafi’ aynı çerçevede anılıyor olsa da aslında farklı konulardır. Temelde her ikisini de güzel yazı yazma sanatı olarak adlandırabiliriz. Fakat Hat Sanatı deyince akla ilk gelen şey; Arapça harflerle yazılan dini içerikli yazılardır. Osmanlı kültüründe dini motiflerin ön planda olması sebebiyle Allah ve Peygamber sevgisini göstermek amacıyla ‘Hattatlar’ bu sanatı kullanarak günümüze kadar ulaşan pek çok eser bırakmışlardır. Hat sanatı kaligrafiye göre çok daha fazla emek ve uğraş isteyen bir sanat dalıdır Usta-Çırak ilişkisi ile bir sonraki nesillere aktarılan hat sanatı bugün için çok fazla yaygın olmamakla beraber hale bu sanatı devam ettirmeye çalışan ustalar bulunmaktadır.
Kaligrafi Tarihçesi
(GR. kalos: güzel. Graphein: yazmaktan kalligraphia) İng. Kalligraphia, Fr. Calligraphie. Alm. Calligraphie, Schönschreibkunst.
Harfler arasında boşlukları belli estetik ve tasarım kurallarına göre düzenleyerek, kâğıt ya da ideografik benzeri malzeme üstüne kalem ya da fırçayla güzel ve zarif yazı yazma sanatı. Yazı temelde işlevsel bir amaca hizmet etmekle birlikte öbür sanat dallarının üslupsal gelişmesiyle de yakından ilgilidir. RESİM YAZI ya da ikonografik yazı ( Eski Mısır, Kolomb Öncesi Amerika ), biçimsel ya da ideografik yazı ( Çin, Japonya, Kore ) ve alfabetik yazı ( İslam ve Batı ) bu gelişmelere paralel olarak ortaya çıkmıştır.
Bilinen en eski kaligrafi örnekleri, MISIR’da Eski Krallık’ın 5. Sülale döneminde ( MÖ 2494–2345 ) PAPİRÜS’ler üstüne yazılmış hieratik yazılardır. Bunlar, HİYEROGLİF yazının sadeleştirilmişidir. MEZOPOTAMYA’DA kil TABLET’LER üstüne yazılan ÇİVİ YAZISI da sadeleşerek gelişmiştir. Genellikle balmumu tablet, kaba işlenmiş hayvan derisi (membrana), dana derisi (vellum), PARŞÖMEN ve rulo halinde papirüs üstüne yazılmış olan Yunanlar, iki farklı yazı üslubu geliştirmiş; bunlardan birini kitapları kopya etmede, ötekini belge ya da mektuplarda kullanmışlardır. Kitaplar daha stilize, belirgin ve okunması kolay büyük harflerle; belgelerse, hızlı kalemle alınmaları nedeniyle yuvarlak ve ‘’işlek’’ (kursiv, Lat. Corsiva) bir biçimde yazılmıştır. Eski YUNAN yazısı daha sonra BİZANS döneminde harflerin bulunuşu ve büyük harflerin resmi bir nitelik kazanmasıyla geliştirilmiştir. Roma’nın kullandığı Latin yazısı ise Yunan ve ETRÜSK etkilerinin karışmasıyla oluşmuştur. MS 2.-4. yy. arasında papirüs yerine parşömen kullanımı artmaya başlamış ve rulolar yerine, parşömen sayfaların bir forma oluşturduğu codex’ler yaygınlaşmaya başlamıştır. 4.yy boyunca basit büyük harfler ve eğik büyük harfler kullanılmıştır. Kitaplar ‘’rüstik’’ diye adlandırılan köşeli, basit büyük harflerle, ticari yazılırsa ‘’işlek ‘’ büyük harflerle yazılmıştır. Latin kitap yazısında 4. ve 5.yy’ larda iki tür ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri unical, öbürü yarım unical olarak bilinir. Unical’in en tipik özelliği yuvarlak hatlı harflerden oluşmasıdır. Ticari yazılar ise ‘’işlek’’, ama küçük harflerle yazılmaya devam etmiştir. Unical, 5.-7 yy’lar arasında yazılan dinsel metinlerde, hatta din dışı yazılarda bile büyük ölçüde rustik yazının yerini almıştır.
Ortaçağda keşişlerin uzak bölgelere seyahatlerinden dolayı temelde MANASTIR’larda geliştirilen yazı birçok bölgesel yazının çetrefilleşmesine neden olmuştur. Örneğin, Britanya Adaları’nda 5.yy’dan başlayarak ortaya çıkan ve yarım unical’dan kaynaklanan insular (tecrit edilmiş, dar görüşlü) yazı, misyonerler tarafından Kıta Avrupa’sına taşınmıştır. Bu yazının en tipik biçimine Lindisfarne İncileri’nde rastlanır. Kutsal Roma-Ferman imparatoru Charlemagne’ın (Şarlman; hd.800–814) eğitim reformları sırasında geliştirilen ve ‘’KAROLENJ yazısı’’ olarak bilinen okunaklı küçük harf yazı, özellikle Tours’da hazırlanan (TOURS OKULU) el yazmalarında (KİTAP BEZEME) yayınlaşmıştır. 10. ve 11. yy’larda ise üniversitelerin kurulmaya başlamasıyla yazıda daha katı bir stilizasyon gelişmiştir. Bu dönemde Avrupa’da en yaygın kullanılan yazı, ‘’siyah harf’’ de (black letter) denen ‘’GOTİK yazı’’ olmuştur. Littera textualis formata (Fr. lettre de forme), köşeleri kırık harflerde çok ince çizgilerle kalın çizgilerin birlikte kullanıldığı bir türdür. Güney Avrupa’da yaygın olan lettere de somme’da harfler daha yuvarlak; Fransa’da kullanılan lettre françoise’de eğiktir. 14.yy’da kâğıt üretiminin artması yazıların çoğalmasına neden olmuş; 14.-16.yy arasında Hümanizm’le birlikte gelişen Latin ve İtalik yazı türleri, izleyen yüzyıllarda hem el yazısını hem de baskı harflerini etkilemiş; 16.-17. yy’lar arasında Avrupa’da kaligrafi, hem dekoratif hem de işlevsel nitelikli yazılarla zenginleşmiştir. Gotik yazı türleri RÖNESANS boyunca ve izleyen yüzyıllarda çeşitlenerek sürmüş; Fransa’da lettre françoise’dan türetilen lettre financiere’de harflere kuyruklar eklenmiş; İtalya’da Hümanistlerce kullanılan lettra antica’da Karolenj küçük harf ile Roma döneminin köşeli büyük harfleri birleştirilmiştir. Littera a merchanti, ticaret merkezlerinde yaygınlaşmış; papalık mahkemelerinde kullanılan antica corsiva’dan türetilen ve Littera da v-brevi olarak da bilinen cancellaresca corsiva, özellikle 16.yy’da papalık mahkemelerinde kullanılmıştır. Cancellaresca corsiva’nın harflerinin bitiştirilmesiyle oluşturulan Littera bastarda da (Fr. lettere batarde) eğik ve işlek bir yazı türü olarak din dışı metinlerde yaygınlaşmıştır. 15.yy’da Almanya’nın en yaygın Gotik yazı türleri ise, uzun yıllar baskı harfleri olarak kullanılan Fraktur ile Schwabach’tır.
19.yy.da Batı’da güzel yazı yazma sanatını canlandıran W.MORRİS olmuştur. Morris’in araştırmaları Edward Johnson’a (1872–1944) esin vermiş; Johnston kendi yaptığı kalemle eski yazmaları yazmayı öğrenmiştir. İngiltere’de William Graily Hewitt (1854–1952), Eric Gill, Noel Rooke ve Anna Simons; ABD’de de Elbert Hubbard, Bruce Rogers, Daniel Berkeley Updike gibi kaligraflar bu sanatı yeniden gündeme getirmişlerdir.
ÇİN KALİGRAFİSİ (China Calligraphy)
Çin KaligrafisiUzakdoğu ülkelerinde kaligrafi RESİM sanatının özü olarak kabul edilir. Çin’de 5. yy’ a değin ressamlar ZANAATÇI, kaligraflar gerçek SANATÇI olarak değerlendirilmiş; resim sanatı kendi başına bir sanat türü olarak kabul görmesinden sonra bile kaligrafinin değeri azalmamıştır. Çinlilerin kaligrafide fırça kullanması, bu iki sanat dalını birbirine bağımlı kılmış ve her iki dalın da temel ölçüsü fırça vuruşlarının niteliği olmuştur. Çin kaligrafisinde temel ölçüt imgelerin kendi içindeki dengeli düzeni ile imgeler arasındaki boşlukların dengesidir. Bu ilkeler Çin resminin mekân ve kompozisyon anlayışının da temelini oluşturur. Çin yazısının ilk biçimi “eski yazı” olarak alınan guwen yazısıdır. Shang (M.Ö. 18-21yy) ve Zhou (M.Ö. 1111–255) dönemlerine ait tunç kaplarda rastlanan bu yazı temelde bir resim yazıdır ve M.Ö. 1500’ler de kehanet kemikleri üzerinde görülen jiaquwen resim yazısına benzer. Çin kaligrafisin günümüze ulaşan en erken örnekleri (M.Ö. 5.yy) ahşap levha, bambu ya da ipek üstüne mürekkep ya da LAKE ile yapılmış mühür yazılardır. Resmi yazılarda kullanılan juansbu, yuvarlak hatları, eş kalınlıkta ve küt bitişli çizgileriyle dikkati çeker. Eskiden Çinliler ünlü kaligrafların yazılarını taş ya da ahşap yüzeylere geçirmişlerdir. Bu erken örneklerin çoğu söz konusu yüzeylerden sürtme yöntemiyle (? FROTA) kâğıda geçirilen ve çoğaltma yöntemine bağlı olarak siyah üstüne beyaz yazılı olarak çıkan kopyalardan bilinir. İlk kez M.Ö. 2. ve 1. yy.larda görülen lisbu (kitap ya da mahkeme yazısı), juansbu’nun daha sadesidir; hatları yuvarlak değil köşelidir; çizgi kalınlığı değişir; harf uçları çapaklıdır. Han döneminde (M.Ö.206 – M.S.220) yaygın olan bu yazı juansbu’dan daha az resmidir. Aynı dönemde ortaya çıkan ve Tang döneminde (618–907) büyük gelişme gösteren caosbu (müsvedde ya da ot yazısı) ise steno niteliğinde olup, en karmaşık karakterleri bile tek bir karalama biçimindedir; çizgi kalınlığı değişir. Han döneminde M.S.1.yy.daki resmi yazılarda lisbu’nun basitleştirilmişi olan kaisbu (standart yazı) kullanılmış; bu yazı Tang döneminde en yetkin biçimine ulaşmıştır. Tipik özelliği keskin köşeli olması ve çizgilerin kalınlığının değişmesidir. İşlek bir biçimde yazıldığında xingbu (koşan yazı) adını alır. Yukarıda saılan beş yazı türü Çinde günümüze değin kesintisiz kullanılmıştır; Kaisbu, en çok baskıda; Xingsbu, günlük yaşamda yeğlenmiş; yazı ustaları kendilerini ifade etmede Juansbu, lisbu ve Caosbu’dan yararlanmışlardır. Xingsbu’nun en önemli ilk ustaları Wang Xizhi (321–379) ile oğlu Wang Xianzhi’dir (344–386). Tang döneminin xingsbu ve caosbu ustaları, Ouvang Xum (557–641), Zhu Suiling (596–658) ve Yu Shinan’dır (558-638). Su Shi (1036-1101) Huang Tingjian (1045-1105) ve Mİ FEİ, Song döneminin (960-1279); ZHAO MENGFU ve Xiangyu Shu (1257-1302), Yuan döneminin (1260-1368); DONG QİCHANG, Zhu Yunming (1460-1526), WEN ZHENGMİNG, Zhang Ruitu (etk.ykş.1600) ve Wang Duo da (1592-1652) Ming döneminin (1368-1644) önemli yazı ustalarıdır. Qing (Mogol) döneminde (1644–1911/12) imparator kaligrafinin koruyucuları olmuş; hatta Qinglong (1711–99) bazıları sanat dallarında ürünler vermiştir. Jin Nong (Dongxin, 1687–1764). Zheng Xie (Bangiao1693–1765) ve Chen Hongshou (Mangog. 1768–1822) yeni usluplar geliştirirken Zhao Zhigian (1829–84) ve Wu Xiangzhi (1797-1870) geleneksel üsluplarda çalışmışlardır. 20.yy.ın tanınmış kaligrafları Zheng Xiaoxu (d.1938) ile Wu Changshi’dir (1844–1927).
JAPONYA KALİGRAFİSİ (Japon Calligraphy)
Japonya KaligrafisiJAPONYA’DA kaligrafi Çin’de olduğu kadar önemlidir. İlk örnekler 7.yy başında Budacı metinlerin kopya edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Prens Şotoku (527–621) ve keşiş Kukai (Kobodaşi. 774–835) kaisbu; İmparator Saga (810–823) xingsbu; İmparator Diago da (898–930) caosbu yazısını yeğlemişlerdir. Budacı Kukai’nin Japonca yazısındaki iki heceden biri olan birigana’yı (diğeri katakana) bulmasından sonra bu hece kaligrafiye girmiş kimi zaman Çin yazılarıyla birlikte kullanılmıştır. Bu üslupta yazan en önemli kaligraflar Ono Miçikaze (Dofu, 896–966) ve Kino Tsurayuki’dir (883-946). 13.yy.da Çin’le arası bozulan Japonya’da Çin üslubuna karşı Japon uslubu gelişmiş, Tokugava (Edo) döneminde (1600–1868) özellikle savaşçılar (samurai) şairler, ressamlar Konfüçyüsçü öğrenciler arasında Çin üslubu egemen olmuş. Şinto öğrencilerinin yanı sıra bazı şair ve ressamlar da Japon üslubunu yeğlemişlerdir. Kitamura Kigin (1618–1705) Keiçu (1640–1701) ve Kamo Mabuçi (1697–1769) gibi ustalar Japon uslubunda, Konoe Nobutaka (1565–1614),HONAMİ KOETSU ve İşikova Cozan (1583-1672) Çin üsluplarında yazmışlardır. 19.yy.da Çin kaligrafisinde ustalaşan sanatçılar arasında Hosoi Kotaku (1658–1735), İşikava Bejan (1779–1858) ve Nukina Kaioku (1778–1863) sayılabilir. Kusakabe Meikaku (1838–1922) ve Hidai Tenrai (1872–1939), Camamoto Keizan (1863-1934) ve Taşiro Şukaku da (1883-1946) 20.yy.ın önemli yazı ustalarıdır.
HİNDİSTAN KALİGRAFİSİ (Indiana Calligraphy)
Hindistan KaligrafisiHindistan’da yazı sanatı tarih boyunca çeşitlilik gösterir. Günümüze ulaşan en erken örnekler Kral Asoka döneminde (MÖ.3.yy) ait taş sütunlar üstündeki Brabmi ve Kbarosbti yazısıyla kaligrafik değerlere çok önem vermeyen işlek bir el yazısıdır. Hz. İsa’dan sonraki ilk yüzyıllarda Hindistan’da kuzey ve güney okulları belirginlik kazanmıştır. Kuzeyde Doğrusal ve köşeli öğeler yeğlenmiş ve uyumlu bir düzen amaçlanmıştır. Günümüzdeyse daha yuvarlak ve eğrisel çizgilerle bezemesel bir yaklaşım getirilmiştir. 4. ve 5.yy.larda kuzeyde gelişen Grupta yazısı Brabmi yazısından türermiş, zaman içinde “düz Grupta” ve “eğik Grupta” olarak iki ana tip gelişmiştir. Grupta yazısı ykş.500’de Siddamatrka yazısına temel olmuş, bu yazıdan da ykş.700’lerde Nagari ya da Devanagari yazısı doğmuştur. Önce Benares’te ortaya çıkan, giderek en yaygın yazı türlerinden biri haline gelen ve 11.yy.da olgunlaşan Devanagari’nin tipik özelliği, harflerin üzerine konan kısa yatay çizgilerdir. Bu yazı 19.yy.ın başımda Sanskrit ve Prakrit dillerindeki metinlerde yaygın olarak benimsenmiştir. Pencap dilinin Gurrumukbi yazısı ise daha işlek olup harfleri yuvarlaktır. Güneyde 6.-7.yy.lar arasında Pallava,7.-8.yy.lar arasında da Çalukya hanedanları kendilerine özgü yazı sistemleri geliştirmişlerdir. Pallava yazısı sola eğik olup, kuzey yazılarına oranla daha bezemeseldir ve Sanskrit yazısındaki Grantba yazısına 5.-8.yy.lar arasındaki bakır levhalar ve taş anıtlar üstünde rastlanmaktayız. Tamil yazısı da Pallava’dan türemiştir. Çalukya yazısı, Pallava’dan daha az eğimlidir; ondan da Telugu (ya da Tellinga) ile Kannada yazıları gelişmiştir.
Kaligrafi Malzemeleri
Kaligrafi yazısı için bazı malzemelere ihtiyacımız vardır. Kağıt ve kalem ilk akla gelen malzemelerdir. Kaligrafi çalışmalarında kullanılacak araç ve gereçlerin amacımıza uygun, kusursuz, temiz, kaliteli ve iyi cins olmalarına özen göstermeliyiz.
Güzel bir yazı için kullanılan araç ve gereçlerin önemi büyüktür. Kullanılan araç ve gerecin önemi kadar, hangi araç ve gerenin hangi tip yazı için seçilmesi gerektiği, bunların hazırlanması, özellikleri, korunmaları da önemlidir. Günümüzde eskiden kullanılmış kaliteli bazı yazı gereçlerinin artık bulamamak önemli bir sorundur yinede piyasa da kaligrafi ile ilgili kaliteli kalemleri ve mürekkepleri bulmak mümkündür.
Graphos Kalemi
Grafos (Graphos) kalemi, kaligrafik yazı ve çizimlerde kullanılan en hassas gereç olup, değişik tür uçlara sahip olması nedeniyle çizimler kolaylıkla icra edilebilir. Bu kaleme değişik özelliğe sahip uçlar takılarak değişik yazı türleri yazılabilir. Örneğin; keskin yassı çizgi uçları ile çeşitli kalınlıkta yazım ve mimari çizimler, tablalı uçlar ile eşit kalınlıklardaki yazılar, kesik uçlar ile de gotik ve kaligrafik yazılar yazılabilir. Graphos kaleminin gövdesinde bulunan mürekkep deposu çizimde süreklilik sağlar. Graphos yazı kaleminde mürekkep kanallarının tıkanmaması için ROTRING çini mürekkebi kullanılması önerilir. Çizim sonrası uçlar açılarak hafif nemli bir bezle silinip kurulanmalıdır.
Graphos kalemi mürekkepli çizgilerin çizilmesinde ve kaligrafik yazıların yazılmasında kullanılan özel olarak yapılmış bir dolma kalemdir. 1970 yıllarına kadar Teknik Ressamlar, haritacılar ve Mimar’ ların kullandığı bu kalemler Rapido kalemlerinin çıkması ile kullanımı azalmış olup en son 1968 yılında üretilmiştir. Grafos kalem ve uçlarının Pelikan ve Rotring firmalarınca üretilmiş değişik şekilleri vardır.
Bazılarında sap şekli değişik, bazılarında da uç kalınlıkları farklıdır. Değişik uç serileri üzerlerine yazılan A, T, O, N, Z, R, S, m harfleri ile belirtilmekte ve her uçun kullanılacağı yer farklı olmaktadır.
Kaligrafi için en uygun uç T serisi uçlardır. Düz Kesiktir. T serisi uçlar: 0,8 – 1,0 – 1,25 – 1,6 – 2,5 – 4,0 – 6,4 – 10,0 N Serisi uçlar sağ kesik uçlarıdır. N serisi uçlar: 0,8 – 1,25 – 2,0 – 2,5 – 3,2 – 4, 0 Z Serisi uçlar sol kesik uçlardır. Z serisi uçlar: 0,8 – 1,25 – 2,0 – 3,2
Kaligrafi ile profesyonel olarak uğraşan ve bu amaçla çalışan kaligrafların elinde olması gereken bir malzemedir.
Graphos parçaları
Mürekkep koyma yerinden yapacağınız işe yetecek kadar veya en fazla 15 damla akıcılığını yitirmemiş taze mürekkep ( Dolma kalem mürekkebi veya Rapido kaleminde kullanılan çini mürekkebi çeşitli renkleri vardır; siyah, kırmızı, yeşil, mavi, sarı, kahverengi vb. ) koyunuz. Dışına bulaşmış veya taşmışsa, hemen nemli bir bezle siliniz.
Mürekkebi daha rahat koyabilmeniz için, damağı çakıya benzer bir şey aracılığı ile çıkartınız ve mürekkebi öyle koyunuz. Kalem kirlenmiş ise damak çıkmayabilir. Zorlarsanız pim kırılabilir. Bunun için kalemin ucunu kaynar suya birkaç defa sokup çıkarmanız ve genleşme farkından yararlanarak gevşemesini sağlayınız, sonra çıkarmaya çalışınız. ) Mürekkebi koyduktan sonra damağı yerine koyunuz ve pimin yuvasına oturmasını sağlayınız. Dış kısımları kirlenmiş ise, nemli bir bezle siliniz.
Ucun Takılması
Damağı takılmış ve temizlenmiş olan kalemi sol elinize, ucu da sol elinize alınız. Her ikisini de şekilde gördüğünüz gibi tutunuz. Önce grafos ucunun sonundaki dilin kalem üzerindeki yuvaya girmesini sağlayınız, sonra da uçtaki kancayı kalemin ucundaki mürekkep çıkış deliğine dikkatlice takınız. Taktıktan sonra bir kere ucun oynayıp oynamadığını kontrol ediniz.
Kalemin Çalıştırılması
Mürekkebi konmuş ve ucu takılmış olan kalemin uç kısmına mürekkebin gelmesi için kalem, resim kâğıdının dışındaki bir müsvedde kâğıdı üzerine sarsılır, çizgi çiziyor veya yazı yazıyormuş gibi kağıda değdirilerek mürekkebin gelip gelmediği kontrol edilir. Gelmemiş ise, uç kısım ıslak bir süngere veya bez parçasına değdirilir ve tekrar denenir. Yine gelmemiş ise, ucun üstündeki mandal döndürülür ve mürekkebin geleceği deliğe biraz mürekkep konur. Mandal eski haline getirilir ve yine denenir. Artık mürekkep uca gelmiş, kalem çizmeye ve yazmaya hazır olmuş olması gerekir.
Çizgiler Çizilirken ve Yazılar Yazılırken Kalemin Tutulması
Yazı yazmak, serbest elle resim çizmek veya aletlerle çizgi ve şekil çizmek için hazırlanmış olan grafos kalemi şekilde görüldüğü gibi tutulmalı, çok bastırılmadan çizgiler çizilmelidir. Yüksekliği çok fazla veya çok az olan aletlerle çizim yapılmamalıdır. Çizim esnasında çelik yapraklar arasındaki mürekkep kuruyacak kadar durulmamalıdır. Çizime ara verilecek olursa uç çıkartılıp temizlenmeli ve kalemin kapağı kapatılmalıdır. Tekrar çizime başlarken kapak çıkartılmalı, mürekkep gelme deliği temizlenmeli, uç takılmalı ve mürekkebin uca gelmesi sağlandıktan sonra tekrar çizime başlanmalıdır.
Graphosun Temizlenip Kaldırılması
Çizim işi tamamen bitince veya kalem uzun bir süre kullanılmayacaksa uç çıkartılır, çelik yaprakların arası, kancası, dili her yeri güzelce temizlenir. Damak çıkarılıp, kanalları temizlenir. Mürekkep haznesi yıkanır ve kurulanarak kapağı takılır ve kaldırılır. Çizim işine üç-beş gün içinde tekrar devam edilecekse, sadece uç çıkartılıp temizlenir, kapak takılır ve uç kısmı yukarıya gelecek şekilde konur veya taşınır. Çizime tekrar başlanacağı zaman gerekiyorsa mürekkep konur, uç takılır ve çizime başlanır.
Copperplate (Gölge Yazı)
Copperplate kavramının Türkçe karşılığı, TDK sözlüğünde ince el yazısı, bakır levha olarak tanımlanmakta olup, bu kavram kaligrafi ( güzel yazı sanatı ) içinde yer alan bir yazı türüdür. Bu yazı, yan açılı kalem ( eğik kalem ), esnek bir yapıya sahip divit ve yazı için özel olarak üretilmiş mürekkep ile icra edilir. Kalemin ucuna mürekkebin alınması, kendine özgü yazı kurallarının uygulanması ile oluşan zarif yazı ve süsleme sanatıdır.
Copperplate yazı sanatı; Rounhand, Engraver ve Engrasser yazma sanatlarını kapsamaktadır. Roundhand ya da özellikle İngiliz Rounhand el yazma sanatı birkaç yüzyıl önce İngiltere’de ortaya çıkan, tüy kalem ile icra edilen bir el yazma sanatıdır. Bu sanatla yapılan en güzel örnek eserler uluslar arası kaligrafi sanatının önderlerinden “George Bickham” tarafından bakır işleme formunda mükemmel bir şekilde sergilenmiştir. İngiliz yazı üstatları tarafından 1570–1800 yılları arasında bakır tabaklar üzerine işleme olarak bu yazıyı yazmışlardır. Genellikle nakkaşlar ile yazı sanatçıları farklı kişilerden oluşmuştur. Aralarında birbirlerini tamamlayan bir iş bölümü bulunmaktadır. Yazı üstatları eserlerini yazar, nakkaşlar bu eserleri bakır tabaklara büyük uğraşlar neticesinde işleyerek yazılı bir eser haline dönüştürürler. Fakat bazı durumlarda “George Bickham” örneğinde olduğu gibi, kaligrafi ile (nakkaş) aynı kişi olmuştur. Zaman içerisinde eserlerin bakır tabaklara aktarılması ile gelişen bu süreç Copperplate (gölge yazı) yazı stilinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Copperplate harf formları, belirli kurallara ve talimatlara bağlanarak modern anlamda son şekli verilmiştir.
Ticari maksatlı yazı hariç Copperplate el yazısı kadar pratik ve güzel yazı stili yoktur. Çok az bir değişimle 300–400 yıldır varlığını sürdüren bu yazı çeşidine artan ilgi ve talep vardır. Bu yazı sanatına ilgi duyanlar genellikle Copperple yazı stilini; onun güzelliği, yüksek okuma kalitesi ve değişik amaçlara uygunluğu gibi özellikleri dolayısıyla tercih edilir.
Copperplate yazı; düğün davetiyeleri, zarf üzeri yazımı, davetiye tasarımı, sertifikalar, özlü sözler, şiirler, özel mektuplar, logo tasarımı ( Ford Motor ve Coca-Cola şirketlerinin logoları bu yazı türünde yazılmıştır. ) ve benzeri yerlerde kullanılmaya elverişli bir yazı türüdür.
Copperplate (Gölge Yazı) Malzemeleri
Copperplate (gölge yazı); ülkemizde hiç bilinmemektedir. Dolayısıyla yazı malzemelerini bulmak mümkün değildir.
Copperplate yazı sanatını icra edebilmek için gerekli olan malzemeleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
1- Eğik Kalem: Bu yazı sanatını icra edebilmek için öncellikle eğik kaleme sahip olmak gerekir. Kalem Copperplate yazı sanatına uygun bir şekilde ve açıda olmalıdır.
2- Mürekkep: Hali hazırda yüksek kalitede bu sanat için üretilmiş pek çok mürekkep bulunmaktadır. İyi bir mürekkep saç inceliğinde çizgi çizebilen ve istenilen kalınlıkta gölge oluşturarak nitelikte olmalıdır.
3- Rehber El Kitabı: Copperplate yazının birçok teknik kuralı vardır. Bu kuralları bilmeden, iyi bir sonuç elde edemezsiniz. Tavsiye edilen rehber kitap “Zanerian Monuel”dir.
4- Kâğıt: Tavsiye edilen çalışma kâğıdı Kodak Brite White kağıdıdır. Çalışma kağıdı altına Kılavuz çizgilerinin bulunduğu kılavuz kağıt kullanılmalıdır.
5- Divit Ucu: Gerekli olan malzemeler içinde en çok sıkıntı yaşanan malzemedir. Özel olarak Copperplate yazı için üretilmiş esnek yapıya sahip divit uçlarını kullanmak gerekir.
Spencerian
Spencerian yazı sanatı 1850–1925 yılları arasında Amerika’da ortaya çıkmıştır. Bu yazı tarzının isim babası olan Platt Rogers Spencer hızlı yazılabilen, okunaklı ve zarif görünümlü, gerek ticari yazışmalarda gerekse günlük yaşamda kullanılan bir yazı türüne ihtiyaç olduğu fikri ile bu yazı sanatını 1840 yılında geliştirmiştir. Spencer, doğada nehirlerin kıvrımlarını gözlemleyerek ve onların yaratmış olduğu güzel görüntülerinden esinlenerek yazının tarzını belirlemiştir. Spencer 1868 yılında öldüğünde bu yazı sanatı ile ilgili muazzam bir başarı elde edememiş; ancak bu görevi oğulları üstlenerek kısa bir zamanda sanatın ilerlemesine büyük katkıda bulunmuşlardır. Bu çalışmalar kapsamında 1866 yılında “Spencerian Key To Practical Penmanship” adı altında Spencer’in sağlığında yayınlanamayan eseri yayımlanmıştır. Spencerian yazı sanatı belli standarda ancak 1920’li yıllarda kavuşmuştur. Bu yazı sanatı okullarda eğitim programlarından alınmış ve mezun olan öğrenciler sanatın diğer ülkelere yayılmasına katkıda bulunmuşlardır.
Copperplate yazı ile Spencerian yazı arasındaki farkı görmek her iki tarzdan yazılmış yazılarda gölge vurgusunun uygulamasındaki farklılıkları anlamakla mümkündür. Spencerian yazı tarzında bazı harflerde hiç gölge yok iken ( i harf örneği gibi ) bazı harflerde ise kısmi gölge vurgusu icra edilmiştir (p, t ve d harflerindeki gibi). Diğer taraftan Copperplate yazı tarzında gölge yazının temelini oluşturur. Spencerian yazı ile düğün davetiyeleri, sertifikalar, özlü sözler, şiirler, özel mektuplar, logo tasarımları vb. yazmaya uygundur.
Yazıların Süslenmesi Sanatı (Flourishing)
Yazıların süslenmesi sanatı (flourishing ), kaligrafi sanatı içinde yer alır. Kaligrafide tamamen ustalaşmış usta sanatkârların bireysel çalışmaları, yaratıcılıkları, ekonomik kaygılardan uzak olarak bu sanatı icra etmeleriyle gelişmiştir. En usta flourishing çiler çoğunlukla profesyonel kaligraflar arasından çıkmaktadır. Bunlar, kalemle yaptıkları işlerin kendilerini, ya da onların içinde var olan güzelliği, işlerinin kullanımına olan talepten bağımsız olarak aşkla severler yani bu oldukça içten bir sevgidir. Yazıların süslenmesinden ( flourishing ) başka pek az sanat, başarılı bir pratik açısından gerekli olan el ve göz çabukluğuna ve daha kavramsal olarak sınırları belirlenmiş şeylere sahiptir. Aslında, son sürat yapılan çizimde, zihin ve göz birbirini eşit hızda takip eder, yönlendirir, eleştirir ve düzeltir.
Bir süsleme sanatı olarak yazıların etraflarının süslenmesi sanatı ( flourishing ), hem maddi hem de manevi kapasitenin anlamlı bir şekilde uygulanmasını da zorunlu kılar. Bu sanatta ustalaşmak, yazarken kullanılan kasların eğitiminin yanı sıra sanatçılarda daha çok gelişmiş olan şekil, taklit, idealleştirme ve yapıcı düşünmek gibi özelliklerin harekete geçirildiği ve daha önceden yapılan çalışmaların dikkatle incelenerek üzerine yeni pratiklerin inşa edildiği zihinsel / entelektüel eğitimi de gerektirir.
Eğer kalem üzerinde uzmanlaşarak bir öğretici olmak istiyorsanız, başarınız çoğu zaman yazılarınızı ve etraflarını ne kadar süslediğinize de bağlıdır. Çünkü ustaca yapılmış bir süsleme kadar kolayca ve hızlıca dikkat çekecek başka bir şey yoktur.
Yazı süsleme yapılırken kullanılan kağıt düzgün pürüzsüz bir yüzeye sahip olmalı ve en iyi şekilde terbiye edilmelidir. Copperplate yazı için kullandığımız eğik kalem ve iyi terbiye edilmiş bir çelik divit ucu ile iyi bir sonuç alınabilir. Kullanılan mürekkep ise su gibi akan, pürüzsüz kuruyan ve ilk dokunuşta bile yeterince koyu renkte ve yapılanı açıkça gösteren bir kaliteye sahip olmalıdır. Flourishing süsleme sanatını icra ederken vücut, ayak ve kol pozisyonları yazı yazarken ile aynıdır sağlıklı bir sanat icra edilebilmesi vücudu geriye bükmeden, rahat bir oturuş tarzı ile icra edilmelidir.
Yazıların süslenmesinde (flourishing) kullanılan şekillerin incelenmesinde, yazının, şekil çizmenin ve diğer çizime dayalı sanatların çoğunun aksine doğrusal çizgilerin kompozisyona nadiren girdiği görülür. Yazıların süslemesinde (flourishing) kullanılan, neredeyse tek hâkim form, kavisler ya da eğrilerdir. Bu kavisler, ister bütün olarak ister parçalar halinde, çeşitli şekillerde oranlanarak birleştirilir ve en sonunda bir takım döngüler ya da sarmallar gibi daha büyük formların parçası haline gelirler. Flourishing çizgilerine Türk Tezhip sanatının çizgileri ve desenlerini de ekleyince çok daha güzel tasarımlar değişik kompozisyonlar elde edilebilir.
Diploma Yazımı
Yıllarca çalışıp Üniversiteden mezun oldunuz ve artık diplomanızı alacaksınız. Diplomanızı; iş yerinizin, büronuzun veya muayenehanenizin duvarında yıllarca asılı kalacağını düşünerek, diplomanızı kaligrafi sanatı ile yazdırabilirsiniz.
Logo Tasarımı
Şirketlerin, kurum ve kuruluşların, kendilerini sadece bir isimle ifade etmeleri akılda kalıcılık açısından etkili olmayabilir. İşte bu akılda kalıcılığı sürekli tutmak ve görüldüğünde o markanın akla gelmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuş sembole “LOGO” denir. Örn: Coca Cola ‘nın ve Ford Motorun kaligrafi yani copperplate türünde yazılmış yazısı sadece iki örnektir.
Kaligrafi ve Copperplate logo çalışmalarımızdan sadece birkaç tanesi aşağıdaki resimlerde verilmiştir. Çalışmalarımız bilgisayar ile değil sadece el emeği oluşmuş, kişiye özel, size özel bir logo tasarımıdır.
İyi Bir Logo Nasıl Olmalıdır?
Logoda amaç çok önemlidir. Önce amacımızı belirlemeli, logoyu ona göre düzenlemeliyiz. Amacımız bir ismi logo haline getirmek midir? yoksa bir etkinliğe göre logo bulmak, yapmak mıdır? Buna dikkat etmeliyiz.
Logo da Dikkat Edilmesi Gereken Konular
Akılda kalıcı olmalıdır.
Olabildiğince sade ve yalın olmalıdır.
Logoda şekil ve yazı bir arada kullanılabilir.
Logo temsil ettiği kurumun, organizasyonun, markanın özelliklerine ve amacına uygun olmalıdır.
Logo yapılırken, yapılacağı kurum ya da markanın kendi özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. (Kuruma ait; renkler, şekiller, amaç ve işlev)
Logoda bazı kalıplaşmış sembollerden yola çıkılabilir. Mesela bir futbol ya da basketbol takımının logosunda “top” imgesi kullanılabilir. Ya da yemek ile ilgili bir firmanın logosunda bir yiyecek çeşidi veya aşçı figürü kullanılabilir.)
Logoda amaca uygun olarak, o firmanın ya da isminin baş harflerinden yola çıkılarak bir şeyler üretebilir…
Soy Ağacı Tasarımı
Soy ağacı; birleşik bir kelime olup soy ve ağaç kelimelerinin bir araya gelmesiyle farklı bir anlam kazanmıştır.
Soyağacı kelimesi; “Bir aile veya bir sülalenin bütün mensuplarının geçmişten günümüze, belirli bir düzen içerisinde sıralanması” şeklinde tanımlayabiliriz.
Bu sıralama yapılırken en eskiden en yeniye doğru hiyerarşik bir sistem kullanılır. Soyağacının en tepesinde bilinen en eski aile veya sülale üyesi yer alır. Bu sıralama günümüze kadar getirilir.
Böylece bir soy ağacı elde edilir.
Bilgisayarda hazırladığınız soy ağacınızı daha anlamlı ve bir tablo haline getirip evinizin, iş yerinizin duvarını süsleyebilirsiniz. Bunun içinde isteğinize göre kaligrafi veya copperplate yazı türlerinde el ile yazabilir, isteğe göre tezhip ve flourishing sanatı ile de estetik ve zarafet kazandırabilirsiniz.
( Alıntıdır )
Anahtar kelimeler :
kaligrafi, calligraphy, caligrafia, kaligrafie, kaligrafia, kalligraphia, kaligraf, kaligraphie, kaligrafos, schönscheibkunst, calligraphie, copperplate, spencerian,flourishing, anglaise, calligrafia, gölge yazı, kaligrafi kursu, kaligrafi sanatı, ornamental, penmanship, zanerian, iampeth, the art of caligraphy hat, hattat, hüsn-ü hat, hüsn-i hat, hattat istanbul, kaligrafi istanbul, halil akdere, kalem güzeli, güzel yazı, özlü sözler, güzel yazılar, davetiye yazısı, davetiye yazıları, diploma, diploma yazımı, güzel yazı, süslü yazı, güzel yazı sanatı kaligrafi nedir, kaligrafi örnekleri, kaligrafi kalemi, kaligrafi eğitimi, kaligrafi programı,kaligrafi font, rustic, capitals, unical, Majuskül yazı, textura batarde, fraktur, humanist minuscule, gotic, cadels, rotunda, lombardic capitals, gotic capitals, foundational hand, caroline minuscule, script, early gotic graphos pen, graphos kalemi, grafos kalemi, osmiroid, platignum, oblique pen, calligraphy pen, davetiye yazısı, koza davetiye, kaligrafi merkezi, istanbul, kaligrafi merkezi, İGYM, davetiye üstü güzel yazı hat sanatı, koza davetiye satışı, kaligrafi, calligraphy, caligrafia, kaligrafie, kaligrafia, kalligraphia, kaligraf, kaligraphie, kaligrafos, schönscheibkunst, calligraphie, copperplate, spencerian,flourishing, anglaise, kaligrafia, calligrafia, gölge yazı, kaligrafi kursu, kaligrafi sanatı, ornamental, penmanship, zanerian, iampeth, the art of caligraphy hat, hattat, hüsn-ü hat, hüsn-i hat, hattat istanbul, kaligrafi istanbul, halil akdere, kalem güzeli, güzel yazı, özlü sözler, güzel yazılar, davetiye yazısı, davetiye yazıları, diploma, diploma yazımı, güzel yazı, süslü yazı, güzel yazı sanatı kaligrafi nedir, kaligrafi örnekleri, kaligrafi kalemi, kaligrafi eğitimi, kaligrafi programı,kaligrafi font, rustic, capitals, unical, Majuskül yazı, textura batarde, fraktur, humanist minuscule, gotic, cadels, rotunda, lombardic capitals, gotic capitals, foundational hand, caroline minuscule, script, early gotic graphos pen, graphos kalemi, grafos kalemi, osmiroid, platignum, oblique pen, calligraphy pen, davetiye üzerine isim yazma, davetiye yazımı, hat çalışmaları, hattat çalışması, istanbul güzel yazı merkezi, güzel yazı merkezi, güzel yazı, koza davetiye, koza